![]() |
AFŞARKA |
Afganistanlı araştırmacı Razaq Qadirie, Kuzey Afgnistan’daki Özbek toplumunda karayakalara sıkça rastlandığını fotoğraflarla belgeledi. Benim, Miço adlı karayakadan üreyerek oluşan ailenin dışında, Kangallı işadamı ve yerel politikacı Hasan Gökay’ın sahibi olduğu geniş karayaka ailesini belirledim. Günümüzde yurdumuzda rastlanabildiği yöre Elbistan Nurhak kırsalıdır. Yozgat’ın Akdağmadeni ve Aksaray’ın Bağlıkaya kırsalında da birkaç karayaka ailesinin varlığını saptadım. İstanbul’da Kemal Karakoyunlu’nun olağanüstü irilikte Çapar isimli karayakası da Aksaray kökenlidir. İzmir’li demirci Nazmi Usta’nın da olağanüstü irilikteki Miço isimli Karayakası, benim Karayaka ailemin atasıdır.
Karayakalar Kangal mı? sorusu, bana son günlerde çok sık soruluyor. Gökçeler çiftliğimde on karayakam var. Elimden birçok karayaka geçti. Birçoğunu da doğal ortamlarında izledim ve gözledim. Görsel yapılarını ve huy, davranış özelliklerini araştırdım. Karayakalar hakkında oldukça ayrıntılı bilgilere ulaştım. Morfolojik (görünüm bilimi) olarak Karayakalarımız, afşarkaların birebir benzeridir. Bilindiği gibi morfoloji, genetik yapının görünüşe yansımasıdır.
Kangallar ile bilimsel bazda ilgilenenlerin bazıları onları kangal variasyonu, bazıları ayrı bir ırk, bazıları da kangal ırkından bir tip olarak tanımlıyorlar. Fiziksel ve yaşam karakteristikleri kangallarla tamamen benzeşen ve karabaş ırkının tüm ayrıntılarına sahip olan karayakaların isim babası, Askeri Veteriner Okulu eski komutanı rahmetli Orhan Öncül paşamızdır. Bu tanımı, boz veya gri tüylü veya siyah tüylerle kırçıllı, kaplan desenli çoban köpekleri için kullanmıştır. Anadolu’da bazı yörelerde “Sarma”, bazılarında da “Çapar” olarak anılan ve doğal safkan (dominant) ırk özelliği taşıyan bu “Türk Çoban Köpeği” grubunun bilimsel tanımının çok eski ve öz Türkçe olan “Karayaka” adıyla yaygınlaşmasını görev olarak üstlendim. Tüm kitaplarımda, dergi ve gazetelerde, yayınlanan yazılarımda ve yurtiçinde, yurtdışında yaptığım söyleşilerde, vurgulayarak kullandığımdan, yazılı ve görsel basına yaptığım açıklamalarda “Karayaka” tanımının dilimize yerleşiminde emeğim olduğunu düşünüyorum.
![]() |
ÇOBANKÖPEĞİ |
Kangalların genetik bilimcilerce araştırılmasına başlanılmış olmasına karşın, şu anda elimizde karayakalar hakkında genetik bilgiler bulunmuyor. Görünüm özellikleri ve diğer karakteristikleri göz önüne alındığında, karayakaların da kangallar gibi, karabaş ırkının değişik bir renk grubu olduğu söylenebilir. Türkçe’de kara olarak tanımlanan rengin, en açık tonu olan griden, en koyu tonu olan siyaha kadar tonlarda, kaplan desenli veya kırçıl olabilen kara maskeli karayakaların, en azından kangallar ile yakın akraba olduğunu düşünüyorum. Kangallar İle karayakaların aynı ırktan, ayrı ırktan veya aynı ırkın değişik alt gruplarından olup olmadıkları, genetik araştırmaların sonuçlanması ile kesin olarak belirlenmiş olacaktır.
Türk kökenli Afganistan vatandaşı A.Razaq Qadirie (Razak Kadiri) ile 2. Kangal Şenliğinde dört gün birlikteydik. İlk görüşmede yakın bir dostluğun temeli atıldı. Birbirimizin varlığından haberdar olmadığımız halde, Karabaşların (Kangal) kökeni konusunda buluşuyorduk. Razaq’ın görsel arşivi çok zengindi. Eski Oğuz boyları coğrafyasındaki Ortaasya karabaşlarının görsel kanıtlarını ve bilgileri yanında getirmişti.
Dostumuz Razaq, genç yaşına göre, çok iyi bir gözlemci ve araştırmacıdır. Afganistan Çoban köpeklerini tararken rastladığı Türkoman tip olarak anılan “Türk Çoban Köpeği” Karabaş’ı konu alan (Der Cochi Hund) adlı, görselliği öne çıkaran, henüz basılmamış bir araştırmanın yazarıdır. Kitap basılmadan önce onu kaynak olarak kullanmak bilim ahlakına aykırı olur. Ancak; kısa bir tanıtım için kendisinden izin aldım.
Daha sonraları, dostluğumuz telefon ve mektuplaşma ile gelişti. 20 Kasım 2000’ de Razaq, benimle çalışmak ve araştırma yapmak amacıyla İzmir’e geldi. Stanley Clarke’nin de katılımıyla önce İzmir gezildi. Kangallarımın yaşadığı doğa harikası Gökçeler köyünü görünce, burada kalmayı yeğledi. Doğada ve köpeklere yakın yaşamaktan çok mutluydu. Biz de O’nu hiç yalnız bırakmadık.
Kangal’dan sonra en önemli Karabaş varlığını taşıyan Denizli yöresini birlikte taradık. Gördüklerinden çok etkilendi. Elden geldiğince görüntüledik ve bilgi notları aldık. Bu çalışmayı “Kangal” kitabınızın bir bölümünde anlatıyorum. Denizli dönüşünde Selçuk ilçesindeki Efes, Meryemana, St. Jean Bazilikası, Artemis Tapınağı’nı vs. gezdirdik. Bu turistik geziden dostumuz Razaq, çok memnun kaldı.
Çoban köpeği ırklarının tarih ve coğrafya kökeni konusunda 60 yılı aşkındır araştırma yapan birisi olarak bu konudaki söyleyeceklerim dikkate alınmalıdır.
Afşar Türk boyunun başında Nadir Şah’ın (1732) de İsfahan’da şah olarak seçildiği ve hüküm sürdüğü süre içinde Avşar İmparatorluğu, günümüzdeki doğu Anadolu, batı Irak, güney Azerbaycan, İran, güney Türkmenistan, orta ve batı Afganistan ve Pakistan’ın batı bölümüne hükmediyordu. Ayrıca güney Kafkasya’nın tümüne (Gürcistan, Kuzey Azerbaycan, Ermenistan ve Dağıstan) bu imparatorluğun sınırları içindeydi. Nadir Şah birçok Orta Asya kaynaklarında “Türk soylu son cihangir olarak anılıyor.” Temel ekonomisi göçebe hayvancılığına bağlı Afşar boyları, “Afşar Çoban Köpeği” ırkını bu dönemde Kafkasya’ya taşıdılar. Günümüzde, bu devletin halklarının önemli bir kısmı Afşar boylarının ardıllarıdır. Bu bölgede Türk soylu boyların hakimiyeti, “Safevi” Devletiyle başlamış, “Afşar” İmparatorluğu ile genişlemiş, “Kaçar” Devletiyle 1925 yılına kadar sürmüştür.
Afşarka tanımlamasının sadece Ruslarca sona eklenmiş “ka” hecesi bu muhteşem çoban köpeği ırkını sahiplenmek amacıyla uydurulmuş bir eklenti olduğunu kesinlikle söyleyebilirim. Afşar İmparatorluğu’nun dağılma sürecinde, bazı Afşar boylarının Anadolu’ya göçtükleri biliniyor. Afşar çoban köpeklerinin ülkemize bu halkın getirmiş oldukları doğaldır. Günümüzde ender olsa da hala varlıklarını sürdürmektedirler. Bizim Karayaka olarak adlandırdığımız ülkemizde nadir rastlanır çoban köpeği tipi kesinlikle “Afşar Çoban Köpeği” ırkıdır. Afşar Çoban Köpeği’nin orta Asya kökenli olduğunu kesinlikle söyleyebilirim.
Mükemmel sürü güdme ve koruma özelliklerine karşın, geceleri ağılda koyu gri renkleri nedeniyle kurt gibi görünmeleri yüzünden, ağıldaki koyun ve keçilerin paniklenmesi ve yaylımda, çobanların geceleyin onları kurttan ayırt etmeleri güç olduğu sebebiyle köpekleri vurabilmeleri ihtimaline karşın, Anadolu sürücüleri tarafından yeğlenmemişlerdir.
Bu konuyu bilimsel olarak tartışmaya açık tutuyorum. Bilindiği gibi tartışma doğruya ulaşmanın en etkili yöntemidir. En azından doğruya yaklaşılmayı sağlar.
![]() |
AFŞARKA |
Doğan KARTAY
31/Aralık/2016-İzmir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder